Lohusalık Nedir?
Annelerin doğum sonrasında girmiş oldukları sürece lohusalık denmektedir. Doğumdan sonraki sürecin anneler için zorlayıcı olduğu herkes tarafından bilinir.
Annelerin doğum sonrasında girmiş oldukları sürece lohusalık denmektedir. Doğumdan hemen sonraki sürecin anneler için zorlayıcı olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Dünyaya bir çocuk getirmiş olmanın verdiği hem psikolojik hem de fiziksel zorlanmalar sonucu annelerde bir nevi travma oluşması muhtemeldir.
Oluşan travmanın daha sonrasında da devam ederek bir psikoza dönüşmemesi ve daha olumsuz etkilere neden olmaması adına lohusa psikolojisi üzerinde durmak oldukça önemlidir. Lohusalık süreci içerisinde olan kadınların son derece hassas ve zorlu dönemler geçirdiği bilinmeli ve buna uygun hareket edilmelidir. Bu doğrultuda hareket edilmesi hâlinde annenin psikolojisinin çok daha çabuk düzeltilmesi mümkün olacaktır.
Lohusalık dönemi içerisinde en çok eşlerin desteği önem taşımaktadır. Bu süreçte kadının duygusal olarak ve fiziksel olarak hassasiyeti gözetilmeli ve buna uygun davranılmalıdır. Doğumun hemen sonrasında kadın kesinlikle cinsel ilişkiye zorlanmamalıdır. Bu süreçte iyileşmenin hem fiziksel hem de psikolojik olarak gerçekleşebilmesi adına zaman gerekmektedir.
Vücutta meydana gelen travmanın psikolojiye de doğrudan etki etmesi, lohusalık sürecinin oluşumunu sağlamaktadır. Bu sürecin düzgün yönetilmemesi, lohusalık depresyonu oluşumuna neden olabilmektedir. Bu nedenle de eşlerin dikkatli bir şekilde hareket etmesi ve eşlerine saygı duyarak onların iyileşme sürecine destek olması süreci yönetebilmek adına büyük önem taşımaktadır.
Lohusalık Sürecinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Lohusalık süreci psikoza en yatkın olunan ve yıpranmanın en üst düzeylerde görülebildiği dönemlerden bir tanesidir. Bu nedenle lohusalık sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı detaylar bulunmaktadır. Bu detayları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Kendini çok yoracak fiziksel aktivitelerde bulunmamak,
- Kanın hareket etmesi ve bebeğin ihtiyaçları için hareketli bir yaşam tarzını benimsemek,
- Stresten ve üzüntüden olabildiğince uzak durmak,
- İyileşme tam gerçekleşene kadar cinsel birliktelik konusunda hassas ve çekimser davranmak,
- Annelik hüznü yaşanmaması adına psikolojik olarak iyi gelebilecek hobiler edinmek ya da kitaplar okumak,
- Bebekle olabildiğince vakit geçirmek fakat kesinlikle çocuğun bütün yükünü üstlenmemek,
- Olabildiğince sakin müzikler dinlemek,
Bu maddeleri yerine getirmek, lohusalık sürecini verimli ve sağlıklı bir şekilde atlatabilmek için oldukça etkili olacaktır. Aynı zamanda bu süreç içerisinde gerekli görülüyorsa bir psikolojik destek ya da aile terapisi alınması da büyük fayda sağlayacaktır.
Lohusalık döneminde sık görülen hatalardan bir tanesi çevre baskısına karşı kadının korunmasız kalmasıdır. Bu kadında psikolojik bir travma yaratılması noktasında son derece büyük bir paya sahip olmaktadır. Bu nedenle lohusalık süreci içerisindeki bir kadının dikkatle takip edilmesi ve çevre baskısına karşı korunması gerekmektedir.
Lohusa Depresyonu Nedir?
Hamilelik sonrası ilk süreci yansıtan lohusalık dönemi, kadınların doğumundan sonra belirli bir süre boyunca içerisinde bulundukları bir süreçtir. Bu dönemde lohusalık sonrası depresyon da sıklıkla görülen bir psikolojik rahatsızlık olarak öne çıkmaktadır.
Doğumdan sonra rahim duvarında yaşanmış olan travmanın da bu depresyona ve annelik hüznüne sebep olabildiği görülmektedir. Rahimde önden arkaya doğru gerçekleşen açılmanın psikolojik ve fizyolojik travmaları tetiklemesi muhtemeldir.
Bebek sağlığı açısından da annenin lohusalık sürecini düzgün yönetebilmesi ve bu süreçten sağlıklı düşüncelerle çıkabilmesi gerekmektedir. Bu süreç anne ve bebeğin genel sağlığı ve psikolojik sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Düzgün yönetilemeyen bir lohusalık döneminin başka büyük sorunlara yol açabildiği de görülmektedir.
Lohusalıkta depresyon oluşumu sonrasında annelerin genel olarak dünyadan kopma ve bebekleri ile dahi uzaklaşma sürecine girdiklerini görmek mümkündür. Bu noktada çevrenin tutumu ve izlenen yol son derece önemlidir. Çevre baskısı yüzünden annede lohusalık depresyonu devam eder. Anneye karşı hassas ve anlayışlı yaklaşılmadığı takdirde sorun oluşması ve hem annenin hem de bebeğin doğum sonrası süreçte sıkıntıya girmesi muhtemeldir.
Lohusalık sonrası ilk ve en sık karşılaşılan sorunun depresyon süreci olduğu görülmektedir. Annelerin yaşadıkları zorlu süreçten sonra bir depresyona sürüklenerek kendini önemsiz hissetmesi, stres ve üzüntü duygularına maruz kalması depresyon oluşumuna sebep olabilmektedir.
Lohusalık depresyonu bir süreç olarak incelendiğinde ne zaman başladığına dair net bir açıklama yapılamadığı görülmektedir. Lohusalık sürecinin başlangıcında olabileceği gibi sürecin ilerleyen noktalarında da bu depresyonun oluşabildiği görülmektedir. Bazı durumlarda depresyon kendisini kısa sürede belli etse de bazen de sinsi bir şekilde ilerleyebilmektedir. Bu durumda tam olarak ne yapacağına karar vermek ve buna uygun bir şekilde ilerlemek de büyük önem taşımaktadır.
Lohusalık Depresyonunu Geçirmenin Yolları Nelerdir?
Lohusalık depresyonu oldukça ciddi olabilmektedir. Bu nedenle öncelikle psikolojik bir destek almak faydalı olacaktır. Lohusalık depresyonuna giren anne adaylarının hem kendi sağlıkları için hem de bebeklerinin sağlığı için bu noktada yardım almayı kabul etmesi son derece önemlidir.
Depresyon için kısa sürede tedaviye başlanmaması hâlinde bu daha büyük sorunlara yol açabilmektedir. Bu sebeple de destek almayı kabul eden annelerin buna ek olarak iyileşmek yolunda eğitimler alması ve çocuğuna odaklanması da faydalı olmaktadır.
Lohusalık depresyonunu en sık tetikleyen unsurlardan bir tanesi de anne sütünün gelmemesidir. Sütün gelmemesi ya da kontrol edilemez olması gibi sorunların da kadın psikolojisinde büyük bir probleme yol açabildiği görülmektedir. Bu sorunu ortadan kaldırabilmek için Emzirme Danışmanlığı Eğitimi’mizi almanız yeterli olmaktadır.
Gerekli tekniklere hâkim olmanızı sağlayarak emzirme noktasında öne çıkmanızı sağlayacak olan bu eğitim, bebeğinizle de daha etkili bağ kurabilmenizi sağlayacaktır. Bu yönüyle de öne çıkan eğitimin hem psikolojik hem de fizyolojik olarak kişilere etkisinin olduğu görülmektedir.
Ayrıca Kişisel Gelişim Eğitimleri kategorimiz içerisinde yer alan Tükenmişlik Sendromu Eğitimi veya Stres Yönetimi Eğitimi de kadınların lohusalık sürecini sağlıkla atlatabilmesi noktasında fayda sağlayabilecek eğitimlerdir. Çevrenizdeki bir kişi, eşiniz veya siz de lohusalık sürecinde sıkıntı yaşıyorsanız vermiş olduğumuz güncel eğitimlerden faydalanarak süreci en doğru şekilde yönlendirebilirsiniz.
Lohusa Psikolojisi Ne Kadar Sürer?
Hamilelikten sonraki ilk döneminin oldukça zorlayıcı olabildiği görülür. Genellikle bu süreçte lohusalık depresyonu ortaya çıkar. Bu depresyon, belirli bir gün sonra geçmemektedir. Uzun bir süreçte uğraş gerektirebilen ve tamamen ortadan kaybolması uzun zaman alan lohusalık depresyonu, tedavi edilmediği takdirde son derece yıkıcı olabilmektedir.
Doğumdan sonraki özellikle 6 haftalık süreçte yoğun depresyonun görülme ihtimalinin çok daha fazla olduğu bilinmektedir. Yine de bu depresyonun ne kadar süreçte geçeceği tam olarak bilinmemektedir. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi için anneye destek vermek ve zaman tanımak gerekmektedir. Eğitim alma noktasında da annenin desteklendiğini hissetmesi, sorunu çözüme kavuşturmakta çok daha faydalı olacaktır.
0 Yorum
Yorum Yapın